NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF’İN DEVAMI:
21 - (142) وحدثنا
شيبان بن
فروخ. حدثنا
أبو الأشهب عن
الحسن. قال:
عاد
عبيدالله بن
زياد، معقل بن
يسار المزني.
في مرضه الذي
مات فيه. فقال
معقل: إني
محدثك حديثا
سمعته من رسول
الله صلى الله
عليه وسلم. لو
علمت أن لي
حياة ما
حدثتك. إني
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول (ما من
عبد يسترعيه
الله رعية،
يموت يوم يموت
وهو غاش لرعيته،
إلا حرم الله
عليه الجنة).
{21}
Bize Şeybân b. Ferrûh
rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû'l-Eşheb, Hasen'den rivayet etti. (Demişki): Ubeydullah
b. Ziyâd, Ma'kıl b. Yesâr El-Müzenî'yi ölüm döşeğinde iken dolaştı da Ma'kıl
şunu söyledi:
Ben sana Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğim bir hadîsi söyleyeceğim. Benim için
(daha) hayât olduğunu bilsem (onu) sana söylemezdim. Ben Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'i:
«Allah'ın bîr sürüye
çoban yaptığı hiç bîr kul yoktur ki, öldüğü gün sürüsüne hıyanet etmiş olarak
ölsün de Allah ona cenneti haram kılmasın!» buyururken işittim.
(142) - وحدثناه
يحيى بن يحيى.
أخبرنا يزيد بن
زريع عن يونس،
عن الحسن. قال:
دخل ابن زياد
على معقل بن
يسار وهو وجع.
بمثل حديث أبي
الأشهب. وزاد:
قال: ألا كنت
حدثتني هذا
قبل اليوم؟ قال:
ما حدثتك. أو
لم أكن لأحدثك.
{…}
Bize bu hadîsi Yahya b.
Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Zürey', Yûnus'dan, o da
Hasan'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş: Ma'kıl b. Yesâr hasta iken İbni
Ziyâd onun yanına girdi...
Râvi, Ebû'l-Eşbeb'in
hadîsi gibi rivayette bulunmuş; şunu da ziyâde eylemiştir: «Bunu bana bu günden
evvel söylemeli değil mi idin? Dedi.
— Sana söylemedim (işte)
yahut) : Sana söyleyecek değildim! cevâbını verdi.»
22 - (142) وحدثنا
أبو غسان
المسمعي
وإسحاق بن
إبراهيم ومحمد
بن المثنى
(قال إسحاق:
أخبرنا. وقال
الآخران:
حدثنا معاذ بن
هشام). حدثني
أبي عن قتادة،
عن أبي
المليح؛ أن
عبيدالله بن
زياد دخل على
معقل بن يسار
في مرضه. فقال
له معقل: إني
محدثك بحديث
لولا أني في
الموت لم
أحدثك به. سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول (ما
من أمير يلي
أمر
المسلمين، ثم
لا يجهد لهم
وينصح، إلا لم
يدخل معهم
الجنة).
{22}
Bize Ebû Gassân
El-Mismai ile İshâk b. İbrâhîm ve Muhammed b. El-Müsennâ da rivayet ettiler.
(İshâk: Bize haber verdi, tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Muâz b. Hişâm
rivayet etti; dediler.) (Demiş ki): Bana babam, Katâde'den, o da
Ebû'l-Melîh'den naklen rivayet ettiki, hastalığında Ma'kıl b. Yesâr'ın yanına
Ubeydullah b. Ziyâd girmiş. Ma'kıl ona:
— Ben sana bîr hadis
söyliyeceğim! ölüm hâlinde olmasam onu sana söylemezdim. Ben Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i:
«Eğer bir âmir
müslümanların işini üzerine alır; sonra onlar için çalışıp samimiyet
göstermezse onlarla birlikte cennete giremez!» buyururken işittim, demiş.
(142) - وحدثنا
عقبة بن مكرم
العمي. حدثنا
يعقوب بن إسحاق.
أخبرني سوادة
بن أبي
الأسود. حدثني
أبي؛ أن معقل
بن يسار مرض.
فأتاه
عبيدالله بن
زياد يعوده.
نحو حديث
الحسن عن معقل.
{…}
Bize Ukbe b. Mükrem
El-Ammî de rivayet etti. (Dediki): Bize Yâkûb b. İshâk rivayet etti. (Dediki):
Bana Sevâde b. Ebî'l-Esved haber verdi. (Dediki): Bana babam rivayet etti, ki
Ma'kıl b. Yesar
hastalanmış da, Ubeydullah b. Ziyâd onu dolaşmaya gelmiş...
Râvi, Hasen'in
Ma'kıl'den rivayet ettiği hadîs gibi rivayette bulundu.
İZah:
Bu hadîsi Buhâri
«Ahkâm» bahsinde tahrîc etmiştir.
Hadîsin şerh ve îzâhi
«îman» bahsinde geçmişti. Hulâsası şudur: Hıyaneti helâl i'tikad eden kâfir
olur; ve ebediyyen cennete giremez. Fakat helâl itikad etmezse dînden çıkmaz;
ancak cennete ilk giren bahtiyarlarla beraber olamaz. Bu gecikme ona bir
cezadır. Cezası ya cehennemde yanmakla, ya hesab anında yahut başka yerde
verilir.
Hz. Ma'kil'in: «Benim
için (daha) hayât olduğunu bilsem (onu) sana söylemezdim» sözü o ana kadar bu
hadîsi söylemekten çekindiğini gösteriyor. Buna sebep kendisine bir fenalık
yapılacağından korkması olabilir. Öleceğini anlayınca bildiği bir şeyi
müslümanlardan gizlemiş olmamak için söylemiştir. Çünkü ilmin başkalarına
teblîği emrolunmuştur.